18 Ağustos 2010 Çarşamba

Sır.

Sana yazıyorum, sana çok uzak şehirlerden.
Sensiz geçen her zamana yazıyorum...
Bakma işte, canım yandığından yazıyorum. İçimde kalan bütün gözyaşlarına - kahkahalara yazıyorum.
"Eminim bir gün seninle buluşup bir şeyler içeceğiz. Hatta belki eskileri anacağız, dertleşeceğiz.."
İçimden hiç geçmeyeceksin.
Sadece mesafeler artacak, içimdeki tozlu piyano sürekli seni çalacak.
Notalar ağlayacak; gülümseyerek.
Yüzündeki gülümseme asılı kalacak beynimin tavan aralarında.
Başka şehirler bulacağım bazen kaçmak için, ama yersiz olacak biliyorum; bavulumu açtığımda önce senin kokun sinecek duvarlara.
Kalbimi, sadece gülümsemen gözümün önüne geldiğinde hissedebileceğim.
İlk gördüğüm gün gibi atacak, tek farkı ne olacak biliyor musun?
Kokunu hayal edeceğim, yanımdaymışcasına.
Beynime kazınmış kokun, sen hangi şehirde olursan ol beni terketmeyecek.
...
Ben.
Seni çok özlüyorum...
Ve bunu kimse bilmiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder